|
Yüce Yaratıcıya 99 ayrı isim(Esma-ül hüsna)veren
İslami anlayış, Onu tesbih
ederken, yani anarken, her isim için bir işaret olmak üzere ipe
dizdiği bu 99 taneli
alete de tesbih adını vermiştir.
Türkler için tesbih, ipe dizilmiş boncuklardan ibaret
değildir.Tesbih, yapıldığı
malzemeye, tanelerinin tornadan çekiliş tarzına ve onu imal eden
ustaya kadar ayrı
ayrı değerler ifade eder.
Tesbihin her tanesi ayrı ayrı işlenip
delinir.İmame, durak, tepelik, pul, kamçı gibi
tamamlayıcı parçaların, tesbih tanelerindeki biçim ve boylarla ahenk
sağlamasına
özen gösterilir.Mesela imame boyu, beş tane boyundan kısa, veya altı
tane
boyundan uzun olmamalıdır gibi estetik prensiplere dikkat edilir.
Tesbih sadece İslamda değil, öteki dinlerde de
saygı görmektedir.Budist ve Hindu
kültürlerinde, hatta Brahmanizm gibi daha eski Uzak Doğu dinlerinde
yaygın biçimde
görülen 100 taneli tesbih, Avrupa katoliklerinin rahip ve
rahibelerinde 64 taneyle ve
çarmıha gerilmiş İsa tasvirli haçıyla dini kıyafetlerin
tamamlayıcısıdır.Ortodoksluk,
Protestanlık ve Musevilikte de tesbih vardır
Kısaca; kitapları ayrı
da olsa aynı
Allaha yönelen insanlar birbirleriyle dua tanelerinde
buluşabilmişlerdir.
Devletimizin Cumhuriyetle devamından sonra da
tesbihe sahip olma zevki devam
etmiş ve asırlardan beri olduğu gibi, en güzel tesbihler yine Türk
ustalarının
tornalarında çekilmiştir, çekilmektedir.
Türk Hat Sanatı için vaktiyle söylenen ve günümüz içinde geçerli olan
bir söz vardır:
Kuran-ı Kerim Hicazda nazil oldu, Mısırda okundu ve İstanbulda
yazıldı
derler.Türk tesbih sanatını da herhalde şöyle tarif etmek lazımdır:
Kainatta herşey Allahı tesbih eder..Ve tesbihin en güzelini
Türkler çeker!
|